Âlem-i ma´nâda ilm-i devrânın
Cemâlin nûruna dostum hayranım
Âşığım dîdârına hem intizârım
Muhammed nûrunu gördü o gözler
Dört kitap vasfın âlem eylemiş
Kelâm-ı hikmeti diller söylemiş
Dîdârın nûrunu seyrân eylemiş
Muhammed nûrunu gördü o gözler
İncil’de Elyâ’dır ismin ey yâr
Dört kitap hatmi olmuştur bu yâr
Kelâm-ı hikmettir hüsn-i dîdâr
Muhammed nûrunu gördü o gözler
Gönül divânedir dostunu özler
Bu sırr-ı vahdeti gönül de gizler
Ârifler her ma´nâdan söyler
Muhammed nûrunu gördü o gözler
Ol aşkın nûrundan bu cisim doldu
Doksan bin kelâmı Miraçta resül okudu
Yedi iklim çâr köşe onda var oldu
Muhammed nûrunu gördü o gözler
Arş u semâvâtı seyrân eyledi
Doksan bin kelâmı vahdet eyledi
Doksan bin âyeti devrân eyledi
Muhammed nûrunu gördü o gözler
Hasan ile Hüseyn’i orada gördüm
Bu gönül divâne hikmete erdi
Ey kürretü’l-aynım merhaba dedi
Muhammed nûrunu gördü o gözler
Doksan bin hicab nûrun görenler
Bu ilmi esrârında bilenler
Sırrı vahdet goncasını derenler
Muhammed nûrunu gördü o gözler
Burc-ı semâvâtta arşın yüzünde
Yirmi dokuz hurûf kelâm sözünde
Yedi mushaf Kuran anın dilinde
Muhammed nûrunu gördü o gözler
Bu sırr-ı vahdeti tevhid eyledi
On sekiz bin âlemin habibi dedi
Bu sırr-ı tevhidde merhaba dedi
Muhammed nûrunu gördü o gözler
İlm-i levlâk sûresini okudu
Burc-ı âsuman nûrunda doldu
Zemîn u âsuman anda kuruldu
Muhammed nûrunu gördü o gözler
Bu ilm-i hikmettir acayip eyle
Oku dört kitabı hatminde söyle
Sâdık ol dahi ikrârın bekle
Muhammed nûrunu gördü o gözler
Zâhir bâtın aslı hep o oldu
Arayıp ârifler küntünü buldu
El-velâyet sırrında kendisi durdu
Muhammed nûrunu gördü o gözler
Men arefe sırrını cânım bilenler
Ene’l-Hak sûresini anda görenler
Sâdık olup ikrârında duranlar
Muhammed nûrunu gördü o gözler
Yedi kat yeri yedi kat göğü kurdun
Doksan bin perdenin ardında durdun
Aslın bir noktadır niçin gizlendin
Muhammed nûrunu gördü o gözler
Elli yedi bin âşık ey cânım aldı
Anın için Yezid’i gümana saldın
Doksan bin perdenin ardında durdun
Muhammed nûrunu gördü o gözler
Cismin bir noktadır gizlenme cânım
Elli yedi bin âşığın cism-i cânânı
On sekiz bin âlemin sensin sultanı
Muhammed nûrunu gördü o gözler
Altı bin altı yüz altı âyet okudu
Arayıp küntünü vücûtta buldu
Yedi kat yer yedi kat gök onda kuruldu
Muhammed nûrunu gördü o gözler
Bu ilmin deryası hüsnü sen oldun
Aslın bir nokta gizlenip durdun
İkrâr ü iman üstüne cihânı kurdun
Muhammed nûrunu gördü o gözler
Kef ile nunda ey cânım doğdu
On sekiz bin âlem hep mevcûd oldu
Vedduha sûresi anda okundu
Muhammed nûrunu gördü o gözler
On sekiz bin âlem Âdem’e baktı
Gözümün yaşı sel olup aktı
Ahu ile inci deryadan geldi
Muhammed nûrunu gördü o gözler
Bu ilm-i devrânda sırr-ı vahdeti
Yedi mushaf hatim oldu cemâlin seni
Hel-Etâ sûresi vahdetin tanı
Muhammed nûrunu gördü o gözler
Vücûdun hem kevn ü cihân oldu
Burc-ı âsumanı hem orada buldu
Âdem yedi hat mushaf Kuran okudu
Muhammed nûrunu gördü o gözler
Amentü billahi cânân okudu
On iki nokta aslını buldu
Yirmi dokuz hurûf orda okundu
Muhammed nûrunu gördü o gözler
Cemâlin nûruna men âşık oldum
Sırr-ı küntü kenzi yâr sende buldum
Doksan bin kelâm yüz on dört sûre okudum
Muhammed nûrunu gördü o gözler
Yâr senin aşkından ummana daldım
Bu ilmi câvidânın hocasını buldum
Ol güzel ikrârını dost sana verdim
Muhammed nûrunu gördü o gözler
Kemter Yusuf oku ilm-i Kuran’dan
İkrârına sâdık ol vaz geçme yârdan
Cümlemizi kurtar sultanım dârdan
Muhammed nûrunu gördü o gözler